Bir amacımız var mı? Eğer bir amacımız varsa, bizi bu amaca götüren bir programımız var mı? Sorusunu acaba hiç kendimizden sorduk mu? Dünyada yaşayan insanların birçoğunun belli bir amacının olduğunu görüyoruz. Bazıları zengin olmayı, bazıları şöhret sahibi olmayı, bazıları çevre temizliğini, bazıları insan haklarını kendilerine amaç edinirken, bazıları da hayvan haklarını kendilerine amaç edinmişlerdir. Zira amaç edinme insanı başarıya ve huzura götüren önemli bir etkendir. Dolayısıyla her müminin bir amacı ve bu amaca götüren bir programı olmalıdır. Allah-u Teâlâ” Ben insanları ve cinleri ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” Diye buyurarak amacımızı belirlemiştir. Bizler bunu kendimize amaç edinmeli ve bu amaç için kendimize bir hedef belirlemeliyiz. Bu amacımıza aşkla bağlanmalıyız. Sabır ve kararlılıkla yolumuza devam etmeliyiz.
Hiçbir engel ve sorunun bizi asıl amacımızdan alıkoymaması gerekir. Engeller bizi geciktirebilir ancak bizi hedeften alıkoymaması gerekir.
Bizler hedefe doğru yol alırken çok dikkatli ve uyanık olmalıyız. Devamlı amaç edindiğimiz konuyu hatırlayıp değerlendirmeliyiz. Aksi halde zamanın biraz uzaması halinde asıl amacımızı unutup başka amaçlara yönelebiliriz. Bu da hedefimize ulaşmamızı engeller.
Seçtiğimiz amacımıza öyle inanmalıyız ki ona ulaşabileceğimizi kesin kabul etmeliyiz. Eğer biz ona ulaşabileceğimize içten inanmışsak hiçbir amaç imkânsız değildir. Biz mutlaka ona ulaşırız. Tebliğci olmak isteyen günün birinde mutlaka tebliğci olacaktır. Ancak o kişi herhangi bir topluluğun önünde konuşacağına inanmalıdır. Eğer bundan çekiniyorsa demek ki bunu yapacağına inanmamıştır. Dolayısıyla tebliğci de olamaz.
Amacımız hakkında isteksiz olmamalıyız. Tam aksine ondan zevk almalıyız. Sanki amacımızı elde etmişiz gibi mutlu bir şekilde yolumuza devam etmeliyiz. Aksi halde sıkıntılı ve öfkeli olmamız bizi bunaltır. Yolumuza çıkan tüm sorunlara rağmen böyle bir amacı seçtiğimiz için kendimizi şanslı hissetmeliyiz. Zira her bir amaç fedakârlık gerektirir ve sahibinden ispat ister. Eğer biz bir şeyi amaç edinmişsek o zaman onun için fedakârlık yapmaya hazır olmalıyız ve kendimizi ispatlamalıyız.
Seçtiğimiz amaca ulaşmamızın en önemli sebeplerden biriside kendimize olan güvenimizdir. Eğer biz kendimize” Ben bu amacı benimsedim. Ben bu konuda haklıyım ve bunu başarabilirim.” diyerek ve bunu inanarak kabul ettik mi artık hiçbir şey bizi ona ulaşmaktan alıkoyamaz.
Bizler hiçbir zaman amacımızı yargılamamalıyız. Eğer bir defa doğru bir karar vermişsek artık onu pratiğe dökmeliyiz. Her seferinde amacımızı yargılamamız, bizi vesveseye sokar ve amacımıza olan inancımızı sarsar. “ İş hakkında onlarla danış. Fakat karar verdin mi Allaha güven”(ali imran-159) ayeti kerimesi ne anlamlıdır…
Amacımız için seçeceğimiz program hayalden çok gerçekçi olmalıdır. Hayatımız ve yaşantımızla ilgili olması halinde ondan daha çok verim alabiliriz. Bir öğretmen eğitimle ilgili plan ve projeler geliştirmelidir. Bir tebliğci davetle ilgili plan ve projeler geliştirmelidir. Bu konuda kendisi için bazı hedefler koymalıdır ve tüm yoğunluğunu ona vermelidir. Zira hedefi olan kişiye tüm şartlar yardım eder.
Bizler hiçbir zaman gelecek günlerimizi ve bu günlerde karşımıza çıkabilecek olumsuzlukları düşünüp kendimizi umutsuzluğa ve karamsarlığa düşürmemeliyiz. Zira gelecek günlere ulaşıp ulaşamayacağımız belli değildir. Ayrıca gelecek günlere ulaşsak bile hayalini kurduğumuz olumsuzlukların olup olmayacağı da belli değildir. Dolayısıyla bizler şu anda içinde bulunduğumuz zamanı en iyi şekilde değerlendirmeye çalışmalıyız. Başarının sırrı burada gizlidir. Aslında Rabbimizin bizlere verdiği sabır gücünü bu olumsuz hayal ve vesveselerle dağıtmazsak, bu sabır bütün sıkıntılarımıza karşı yeterlidir.
Bizler amacımıza ulaşmamız için ferdi çalışma olduğu gibi birçok konuda grup çalışması gerekebilir. Bu sebeple uygun kişilerle bu grup çalışmasını yapmalıyız. Aynı düşünceyi ve inancı paylaşan bir grubun veya bir topluluğun hedefe ulaşması daha kolay ve çabuk olur. Peygamber (sav) “cemaatte rahmet vardır.” diye bunun önemini bize bildirmiştir. Bizim bencil davranmamamız gerekir. Asıl prensiplerimizden vazgeçmemek şartıyla bilen kişilerden faydalanmasını bilmeliyiz. Ehil olmayan biriyle istişare etmemiz halinde bizi yanlış yöne sevk edebilir. Bizi amacımızdan alıkoyabilir. Örneğin; cesaret gerektiren bir işi bir korkakla istişare etsek o kişi korkusundan dolayı bizi engeller. Bir asabiyle istişare etsek o bizi körü körüne tehlikenin içine sürükler.
Bizler amacımız doğrultusunda hareket ederken tedriciliği esas almalıyız. İlk önce yapılması gerekenleri öne alıp adım adım ilerlemeliyiz. Zira acele edip bir an önce hedefe ulaşmak istesek bir olumsuzluk karşısında geri adım atabiliriz. Bu durum bizi umutsuzluğa sevk edebildiği gibi bizi amacımızdan da uzaklaştırabilir.
Gözlerimizi hiçbir zaman hedeften ayırmamalıyız. Nefsi ve duygusal davranmadan, tamamıyla hedefimize ve amacımıza odaklanmalıyız. Biz müminler gücümüz nispetinde sorumluyuz. Başarı Allaha aittir.
- Etiketler
- Muhammed MİRDESİ
- Hangisini Daha İyi Beslersem!
- 7 Ağustos 2018- 14:04:46
- Mansur YILMAZ
- Amacımız için ne yapıyoruz?
- 7 Şubat 2018- 16:33:53
- Konuk Yazar
- Sekizimiz odun çeker, Dokuzumuz ateş yakar
- 7 Ocak 2023- 22:24:07
- Harun Yedidağ
- Sanal Bir Hayat Yaşıyoruz
- 9 Ağustos 2018- 15:46:07