
Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) Muş Şube Başkanı Mahir Barışan, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü münasebetiyle bir açıklama yaptı.
10 Aralık Dünya İnsan Hakları Gününün, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun Paris’te yaptığı 10 Aralık 1948 tarihli oturumda kabul edilmesini vesile addederek kutlanmaya başlandığını ifade eden Eğitim-Bir-Sen Şube Başkanı Mahir Barışan, İnsan Hakları Gününün 2. Dünya Savaşında 75 milyon insanın ölümünün ardından ortaya konan timsah gözyaşlarının bir yansıması olduğunu belirtti. Başkan Barışan, “İnsanı manevi yönden tatminden uzak batı uygarlığının büyük problemler karşısında attığı, tutarlılığı olmayan zayıf adımlardan biri de 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’dür ve insanın değersizleştiği, milyonlarcasının ateşe, ölüme sürüldüğü, mülteci konumuna düşürüldüğü bir dünyada insana, insan haklarına vurgu yapan bir yönelimi ifade etmektedir” dedi.
“İnsan hak ve hürriyetleri bir yana, söz konusu emperyalizmin ve Siyonizm’in menfaati olunca insan hayatının hiçbir değeri bulunmamaktadır. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ni yayınlayan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin ABD ve Sözde İsrail devletinin döktükleri kanı, gözyaşını durdurmaya yönelik hiçbir etkisi bulunmamaktadır” diyen Barışan açıklamasını şöyle sürdürdü: “Demokratik olmayan karar mekanizmaları üzerinde o zamanın muktedir devletleri tarafından inşa edilen Birleşmiş Milletler, konseyin daimi üyelerinin çıkarları doğrultusunda hareket etmektedir. Dünyada ve Müslüman coğrafyada dökülen gözyaşlarının, akıtılan kanların onların nezdinde hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Bugün daimi üyelerin menfaati söz konusu olduğunda bunu durdurmaya yönelik her türlü girişimin veto edildiği, zalime göre dizayn edilmiş yapısı olan Birleşmiş Milletlerin dünya barışına hiçbir katkısının olmadığı dünyadaki gelişmeler ve yaşananlar da göstermektedir. Şunu haykırmaya devam edeceğiz, dünya beşten büyüktür. Söz konusu Filistin olunca ilk kıblemiz Kudüs olunca, Müslümanlar söz konusu olunca kılını kıpırdatmayan Birleşmiş Milletler, bütün politikalarını, ABD, İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin’den oluşan daimi üyelerinin menfaatine göre belirlemektedir. Filistin, Suriye, Irak, Mısır, Libya, Çeçenistan, Doğu Türkistan, Myanmar başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında, özellikle Müslümanların yaşadığı coğrafyada yüz binlerce insan katledilirken, Mülteci konumuna düşürülürken, Birleşmiş Milletlerin takındığı tavır bunun en belirgin göstergesidir.”
İsrail zulmünün hız kesmeden devam ettiğine dikkat çeken Başkan Barışan şunları kaydetti: “Bundan 100 yıl önce İslam dünyasının kalbine hançer gibi saplanan İsrail’in zulmü maalesef İslam dünyasının parçalanmışlık içerisinde olmasından dolayı 100 yıl sonra da artarak devam etmektedir. Amerika’nın Kudüs’ü İsrail’in başkenti yapma girişimini telin ediyoruz. Şu bilinmelidir ki Kudüs ümmetin haremidir, kutsalımızdır. Amerika’nın bu kararı bizim için yok hükmündedir. Bizim medeniyet tasavvurumuzda insan hak ve hukuku önemlidir ama Kul hakkı kavramı değerlerimizin merkezindedir. Asrı saadet döneminden itibaren yayıldığımız bütün coğrafyalarda inan hak ve hukukunu çiğnetmediğimiz gibi kul hakkını şiar edinerek barış, esenlik ve refah götürmüşüzdür. Bunun en güzel örneklerini Endülüs, Anadolu, Balkanlar’da gerçekleştirmişiz. Batı uygarlığı ile aramızdaki fark biz insan hakkı kavramını Kul hakkı kavramı ile zenginleştirirken onlar ise yaşadıkları ahlaki erozyona, yaptıkları talan kültürüne, yapmaya çalıştıkları mezalime, hayata dair her türlü çirkinliğe meşruiyet kazandırma, kılıf uydurma girişimi olarak kullanmaktadırlar. Bugün emperyalizmin ve Siyonizm’in kıskacındaki dünyada insanlar evlerinden yurtlarından olmakta, savaşlar, ölümler sıradanlaşmıştır. Milyonlarca mülteci, organ mafyalarının, fuhuş sektörünün, dilenci şebekelerinin, savaş baronlarının, misyonerlerin kıskacındadır. Bugün dünyaya özgürlük ve insan hakkı getirdiklerini sanan zevat 400 milyonu geçen yetimin bulunduğu dünya inşa ettiklerini bilmiyorlar mı? Kadın, yaşlı ve çocukların birinci derecede mağduru olduğu savaşların eksilmediği günümüzde sadece insan hakkı değil, en temel hakkımız olan yaşama hakkı bile güvencede değildir.”
Batı ülkelerinin ayrımcılığına vurgu yapan Barışan açıklamasında: “Batı uygarlığı kendi içindeki hak ve hukuktan doğan eylemleri terör faaliyeti kapsamında değerlendirirken ülkemizi parçalamaya, bölmeye yönelik işgal etmeye yönelik FETÖ gibi terör örgütlerinin yaptıkları insanlık dışı eylemleri hak ve özgürlük temelinde değerlendirmektedir. 15 Temmuz hain darbe kalkışmasına karışıp kendilerine sığınan hainlerin eylemlerini özgürlük ve insan hakkı temelinde değerlendirip iade etmiyorlar. Bu durum bile batı denen uygarlığın insan hak ve hukukuna bakış açısını özetlemektedir. Eğitim-Bir-Sen olarak, bu bilinçle hareket ediyor, tarihi sorumluluğumuzu yerine getirirken, önce milletimizin kendine gelmesi için ve medeniyetimizin önce ülkemizde ayağa kalkması için çaba gösteriyoruz. Dünya İnsan Hakları Günü dolayısıyla ümmet coğrafyasındaki kan ve göz yaşının son bulduğu, Kudüs’ün özgür olduğu, İslam dünyasının bir bütün olduğu ve birlikte hareket ettiği adil bir dünya diliyoruz” ifadelerini kullandı. (Ayetullah Tarhan-MHA)
- Etiketler
- barışan. eğitim bir sen
- Muhammed MİRDESİ
- Hangisini Daha İyi Beslersem!
- 7 Ağustos 2018- 14:04:46
- Mansur YILMAZ
- Amacımız için ne yapıyoruz?
- 7 Şubat 2018- 16:33:53
- Konuk Yazar
- Sekizimiz odun çeker, Dokuzumuz ateş yakar
- 7 Ocak 2023- 22:24:07
- Harun Yedidağ
- Sanal Bir Hayat Yaşıyoruz
- 9 Ağustos 2018- 15:46:07