Ali Talha Öner’in kaleminden…
Bismillah…
“Biliniz ki dünya hayatı bir oyun, bir eğlence, bir süs ve kendi aranızda övünme, mal ve evlat çoğaltma yarışından ibarettir. Bu, tıpkı bir yağmura benzer ki; bitirdiği ot, ekincilerin hoşuna gider, sonra kurur, onu sapsarı görürsün, sonra çerçöp olur. Ahirette ise çetin bir azab; Allah’tan mağfiret ve rıza vardır. Dünya hayatı, aldatıcı bir zevkten başka bir şey değildir.” (HADİD/20)
Allah u Teala’nın buyurduğu gibi dünya hayatı bir oyun ve övünme kaynağından başka bir şey değildir. Ama öyle güzel süslenmiş ve insanı kendine çeken bir oyun ki insana diğer tüm meşgalelerini ve sorumluluklarını unutturacak ve zamanın nasıl geçtiğini hissettirmeyecek kadar bağımlılık yapan bir oyun ve eğlencedir dünya hayatı. İnsana, dünyaya geliş amacını unutturacak, Allah ve Resulünden uzaklaştıracak ve asıl gaye edinmesi gereken şeyleri boş görüp önemsiz şeyleri dert ettirecek bir dünya.
Bu oyunda kimimiz malıyla kimimiz evlatlarıyla övünecektir. Ama bu övündüklerimiz önce filizlenip çıkan ve sonra gövdeleri üzerinde güçlenip kuvvetlenen ekinlere benzer. Bu ekinler ilk çıktığında ekincilerin hoşuna gider. Fakat aradan kısa bir zaman geçer ve az önce övünülen o ekinler sararıp çöp halini almıştır. Ayette bu övünülen şeylerin sonradan çöp olarak nitelendirilmesi manidardır. Çünkü hayatta en değersiz tiksinilen şeydir çöp. Allah u Teala Kur’an’da bir çok yerde “Allah ayetleri anlayasınız diye size böyle açıklar” buyuruyor. Bu açıdan baktığımızda dünya ve içindekilerin ne kadar değersiz olduğu anlaşılacaktır.
Bu gün islam coğrafyasının bu parçalanmışlığı Allah Resulü’nün buyurduğu gibi “sayı azlığından değil, kalblerimize dünya sevgisinin yerleşmesindendir”. Bizler ahireti; hesabı, cenneti ve içindeki nimetleri, cehennemi ve o dehşet verici azabı unuttuk. Nihayetinde dünyevileştik ve dünyanın aldatıcı zevklerinin peşine düştük. Kur’an ve sünnetin bulunması gereken yerde yani kalbimizde ne yazıkki bu gün dünya ve içindeki geçici, çerçöp niteliğinde olan dünya süsleri var. Artık olması bir yana bunlarla övünür hale geldik.
Müslümanlar olarak bu günkü halimiz güneş ve kendi gölgesi arasında gitgeller yaşayan adamın hali gibidir. Asıl yönelinmesi gereken, kendisine doğru gidilmesi gereken güneş yani islam iken peşinden gidilmemesi gereken, geçici zevklerden ibaret olan gölge ise dünyadır. Eğer yönümüzü dünyaya yani gölgemize çevirirsek ve o gölgeye ulaşmaya yani onu elde etmeye çalışırsak bunu asla gerçekleştiremeyiz. Biz arkasından gittikçe oda önümüzde gider. Biz ona yetişmek için hızlandıkça o bizden daha hızlı uzaklaşır ve bizi bir ömür peşinden koşturur. Aynı zamanda biz gölgenin ardından gittikçe güneşten yani islamdan uzaklaşmış oluruz. Ama tersini yaparsak yönümüzü güneşe yani islama çevirirsek ve ona doğru gidersek güneş yerinde sabit olduğundan ona ulaşmamız mümkündür. Ayrıca biz güneşe doğru giderken gölgede arkamızdan gelir. Böylece hem güneşe ulaşmış oluruz hem de gölgeye sahip olmuş oluruz.
Dünyayı kendi hizmetimize alabilmenin tek yolu ona hizmetçi olmamaktır. Dünyadaki herşeyi tıpkı gölge gibi geçici görmek ve güneş olmadığında gölgeninde oluşmayacağının farkına varmaktır. Dolayısıyla şunu anlamamız gerekir ki islamsız bir hayat güneş yokken oluşmayan gölge gibidir.
Rabbim bizleri dalmış olduğumuz bu dünya sevgisinden kurtarsın ve bizlere dünyanın kimseye yar olmayacağını fehmettirsin. Bizleri herhalleriyle Rızayı İlahı dert edinen ve bu derdine çare aramakla meşgul olan dünyanın boş ve faydasız işlerinden yüz çeviren kimselerden eylesin.
Selam ve dua ile….
- Etiketler
- Muhammed MİRDESİ
- Hangisini Daha İyi Beslersem!
- 7 Ağustos 2018- 14:04:46
- Mansur YILMAZ
- Amacımız için ne yapıyoruz?
- 7 Şubat 2018- 16:33:53
- Konuk Yazar
- Sekizimiz odun çeker, Dokuzumuz ateş yakar
- 7 Ocak 2023- 22:24:07
- Harun Yedidağ
- Sanal Bir Hayat Yaşıyoruz
- 9 Ağustos 2018- 15:46:07