Ali Talha Öner’in kaleminden…
Bismillah…
Kur’an ve sünnet arasında nasıl bir ilişkinin olduğunu, Kur’an olmadan sünnet ya da sünnet olmadan Kur’an tam olarak anlaşılır mı bunu anlamak için Allah’ın Kelamı’na başvurduğumuzda karşımıza birçok ayet çıkar. Bu yazımızda hepsine yer vermemiz mümkün değildir. Şu iki ayette bu ilişkiyi anlamaya çalışalım:.
“Bu Kur’an kendisiyle insanları uyarsın ve müminlere öğüt veresin diye sana indirilen bir kitaptır. O halde bu görevi yaparken sakın ruhun sıkılmasın.”(Araf 21 )
“Andolsun ki, Allah Resulü’nde sizin için, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah’ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır.”(Ahzap 21)
Şüphesiz Kur’an insanlar için bir uyarıdır. İnsanları hesaba karşı uyaran, mahşerin dehşetine karşı uyaran, cehenneme karşı uyaran bir uyarıcıdır. Bunları karşımızda tüm gerçekliğiyle gösteren ve bunlara yönelik hazırlıklar yapmaya sevk eden bir uyarıdır. Ama Allah’u Teala, tabiri caizse bir parantez açıyor ve müminler için öğüttür buyuruyor. Müminlerin imanını, cennetteki mevkilerini ve sahip olacakları nimetleri artırmaya vesile olacak bir öğüttür. Bu öğüt işin teori kısmıdır. Pratik kısmı ise Allah Resulü’nün yaşantısıdır. Allah Resulü Kur’an da anlatılan bu teorilerin bir ütopya olmadığını uygulanabilir olduğunu yaşantısıyla göstermiştir. İşte bunlardan dolayı Allah’u Teala, “Allah Resulü’nde sizin için, güzel bir örnek vardır” buyuruyor. Ama ayette Allah Resulü’nü örnek alacak olanların özelliklerini de açıklıyor. Yani bu özelliklere sahip olmayanlar benim istediğim kul modeli olan Allah Resulü’nü örnek alamazlar, bu yaşam tarzı onlara ağır gelir buyuruyor Allah’u Teala.
Biz tevhit ümmetiyiz ve bu vasfımızı kelime-i tevhide iman etmekle kazanmışız. Biz kelime-i tevhidin ilk kısmına iman ederken aslında Kur’an’a uymayı, ikinci kısmına iman ederken de sünnete uymayı kabul ve ilan etmiş oluyoruz. Nasıl ki kelime-i tevhidin sadece bir kısmını kabul edip diğer kısmını kabul etmeyenin Müslüman olması mümkün değilse aynı şekilde sünnet olmadan Kur’an, Kur’an olmadan sünnet tam anlaşılamaz.
Günümüzde ne yazık ki Kur’an ve sünnet diye iki kütüphane oluşturulmuştur. Dolayısıyla Kur’an ayrı sünnet ayrı görülmektedir. Oysa sahabeye Kur’an ve sünnet hakkında sorulsa bu soruyu çok anlamsız bulurlar. Çünkü onlar için Kur’an ve sünnet aynı kaynaktan çıkmadır ve dolayısıyla aralarında bir fark yoktur. Nitekim Hz. Aişe annemize Peygamber Efendimizin ahlakı sorulduğunda O(sav)’nun ahlakı Kur’an’dır diyor. İşte Kur’an ve sünnet bu şekilde bir bütündür. Bunun başka bir örneğini veda hutbesinde görüyoruz. Allah Resulü “Ben, size iki emanet bıraktım. Bunlara sarıldığınız müddetçe yolunuzu kaybetmez ve sapıtmazsınız. Bunlar Allah’ın kitabı Kur’an ve peygamberinin sünnetidir.” buyuruyor. Allah Resulü bize Kur’an ve sünnet arasında ki ilişkiyi bu şekilde göstermiş oluyor.
Kur’an bütün insanları selamete ulaştıracak bir gemi ise Allah Resulü bu geminin kaptanıdır. Eğer denizin üzerindeki gemi kaptansız bırakılırsa bu gemi istenilen yere varamaz ve rüzgar nerden eserse oraya doğru yol alır. Aynı şekilde Kur’an’ı açıklama ve anlama noktasında sünnet bir kenara bırakılırsa o zaman Kur’an bana görelerle açıklanır. Dolayısıyla doğru bir şekilde açıklanamaz. Bunun neticesinde “Andolsun ki, Allah Resulü’nde sizin için, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah’ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır.”(Ahzap 21) ayetine aykırı davranılmış olur.
Rabbim bizleri Kur’an ve sünnetten ayırmasın ve ayaklarımızı hak yolda sabit kılsın.
Vesselam…
- Etiketler
- Kur’an ve Sünnet İlişkisi
- Muhammed MİRDESİ
- Hangisini Daha İyi Beslersem!
- 7 Ağustos 2018- 14:04:46
- Mansur YILMAZ
- Amacımız için ne yapıyoruz?
- 7 Şubat 2018- 16:33:53
- Konuk Yazar
- Sekizimiz odun çeker, Dokuzumuz ateş yakar
- 7 Ocak 2023- 22:24:07
- Harun Yedidağ
- Sanal Bir Hayat Yaşıyoruz
- 9 Ağustos 2018- 15:46:07