
HÜDA PAR Muş İl Başkanı M. Şirin Çağlayan, ABD Başkanı Donald Trump’ın Tel Aviv’de bulunan ABD büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma kararı alması ve Kudüs’ü siyonistlerin başkenti olarak kabul etmesine sert tepki gösterdi.
HÜDA PAR Muş İl Başkanı M. Şirin Çağlayan , ABD Başkanı Donald Trump’ın Tel Aviv’de bulunan ABD büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma kararı alması ve Kudüs’ü işgal çetesinin başkenti olarak kabul etmesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
ABD Başkanı Tramp’ın son olarak almış olduğu ahmakça karar İslam Coğrafyasında yeni infiallere ve çatışmalara kapı araladığını belirten Çağlayan, Ümmetin direniş ruhunu imanından aldığını söyledi.
Çağlayan, sözlerine söyle başladı: “Zaman zaman İslam âlemini birleşmeye zorlayan, birleşmek zorunda bırakan çok ciddi gelişmeler oluyor. Bu gelişen olaylar Müslümanların birlik olmasına zemin hazırlıyor. Müslümanları birlik olmaya zorluyor. Müslümanlar meydanlara çıkıp bazı tepkiler gösteriyor. Fakat İslam âlemi için hayati olan bu ciddi olaylar, birde bakıyorsunuz ki bir şekilde gündemden çıkmış, çıkartılmış çıkarttırılmış, ümmet yine kendi kaderine terk edilmiştir. Unutmamak gerekir ki ümmet ruhunu imanından alır. imanın, tevhidin, dirilişin, insan olmanın, insan olma hüviyetinin kazanıldığı merkez ise KUDÜS’tür. “Müminler o kimselerdir ki, emanete (asla) ihanet etmezler”. Kudüs, 124 bin peygamberin, hasseten Kutlu Nebi Hz. Muhammed (sav)’in bu ümmete emanetidir. Kudüs Miraç’ın merkezidir. Kudüs büyük namustur. Kudüs, Hz. Peygamber’in (sav) göğe yükselip âlemlerin Rabbi ile buluştuğu merkezdir. Kudüs bizler için her şeydir, her şey olmalıdır. Özellikle şu hususu hatırlatmakta fayda olacağını sanıyorum. Bu saatten sonra, Kudüs özgürlüğüne kavuşturuluncaya kadar gündemden düşmemeli, gündemden düşmesine izin verilmemeli, her geçen gün bu meselenin üzerine biraz daha yoğunlaşarak gündemde tutulmalıdır. Bu nedenle halkımıza çağrımız, şu sloganı gündemimizden hiç düşürmeyelim. “Kudüs özgür olana, Siyonist çete def olup gidene dek, “YOLUMUZ KUDÜS’tür.”
Trump tarafından alınan bu kararın siyonizme hizmet ettiğini belirten Çağlayan, kararın daha önce alınmak istendiğini fakat Müslümanlardan imtina edildiği için alınamadığını aktararak, “Bu karar tamamen siyonizme hizmet eden bir karardır. Terör rejimi İsrail’in büyük İsrail hedefini gerçekleştirmeye yönelik atılmış bir adımdır. Bölgenin hatta dünyanın barışına, huzuruna hizmet etmeyen hukuk dışı bir karardır. Burada şuna dikkat çekmek lazım, yeryüzünde yaşanan bütün adaletsizliklerin, kaosun, kargaşanın kaynağı siyonizmdir. Siyonizm tehlikesi ortadan kalkmadığı müddetçe dünyaya barış ve huzur gelmeyecektir. Amerika uluslararası hukuku devre dışı bırakarak Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma kararını devreye koydu. ABD uluslararası hiçbir kanunu tanımadan küresel bir kabadayı olarak ben siyonizm’in hamisiyim ve hizmetindeyim kararını vermiş oldu.” Dedi.
Çağlayan, konuşmasının devamında, “Bu kararın hikâyesine bakmak lazım. 1995 yılında Amerika kongresinin almış olduğu bir karardır. İslam âleminden görecekleri tepkiden çekinerek bu kararı uygulamaktan imtina ettiler. Fakat Trump bu cesareti gösterdi. Burayı sorgularsak maalesef bugün İslam dünyası şu anda Amerika’ya, İsrail’e bu kararı uygulama noktasında geri adım attıracak bir görüntü vermiyor. Cesareti İslam âleminin dağınıklığından, içinde bulunduğu gafletten alıyorlar. Söz konusu Kudüs olduğu zaman bize düşen farklılıkları bir kenara bırakmaktır. Biz ümmet olma tablosunu sergileyebilirsek ve bu karara şiddetli tepkiler gösterebilirsek Filistin halkının sergilediği intifadayı Filistin topraklarının dışına taşırabilirsek bu Amerika ve İsrail’in sonunun fitilini ateşleyen bir başlangıç olacaktır.” diye konuştu.
ABD ve İsrail’e karşı İslam ülkeleri liderlerini ortak hareket etmeye çağıran Çağlayan, “Burada İslam ülkelerinin yöneticilerine çok iş düşüyor. İslam İşbirliği Teşkilatının dönem başkanlığını Türkiye’nin yaptığı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da toplantıya çağırdığı İslam ülkelerinin yöneticilerine çok iş düşüyor. İslam ülkeleri Filistinli kardeşlerinin yanında olduklarını gösterebilmelidir. ABD ile ilişkilerini gözden geçirmelidirler, ABD’nin buralardaki üslerine dair kararlarını gözden geçirmelidirler, İsrail ile ilişkilerini kesmelidirler. İsrail’i devlet olarak tanımaktan vazgeçmelidirler ve bu konuda somut adımlar atmalıdırlar. Sadece sözde tepkiler ortaya koymamalıdırlar. Çünkü bunlar ancak onlara geri adım attırabilir ve bu Kudüs’ü sahiplenme olabilir. Yoksa sözde tepkilerde kalırsa ve somut adımlar atılmazsa İslam âleminin bu konuda hassasiyeti olan yöneticileri bu konuda bir araya gelip ortak kararlar almazlarsa bu meselede sergilenen tablo zayıf olacaktır.” dedi.
- Muhammed MİRDESİ
- Hangisini Daha İyi Beslersem!
- 7 Ağustos 2018- 14:04:46
- Mansur YILMAZ
- Amacımız için ne yapıyoruz?
- 7 Şubat 2018- 16:33:53
- Konuk Yazar
- Sekizimiz odun çeker, Dokuzumuz ateş yakar
- 7 Ocak 2023- 22:24:07
- Harun Yedidağ
- Sanal Bir Hayat Yaşıyoruz
- 9 Ağustos 2018- 15:46:07